Hayranı oldugumuz, heyecanla beklediğimiz bir serinin daha sonuna geldik. Geldik de nasıl geldik. serilerin son filmlerinin beğenilmesi çok zordur özellikle de sonunu bildigimiz.. eğer bir filmin kitabini okuduysak o filmi beğenmeme ihtimalimiz daha yüksektir. Hobbit’i eminim benim merak etttiğim gibi siz de merak etmişsinizdir. ilginizi çekerse biraz filme ilgili tüyolar vereyim .
Film baslamadan önce bize paketler icinde özel 3d gözlükler verdiler. her biri birbirinden farklı idi. Mesela biz savaşçı cücelerdik çünkü bize savaşçı cücelerin gözlüklerini vermişlerdi, başkalarına elf gözlükleri verilmişti ya da orclar…Kısaca filmi izleyen herkes, filmin kucuk birer parçası olmuştu :)
Salona girerken öyle şaşalı afisler yoktu gayet sadeydi her yer. herkes patlamış mısırını ve iceceklerini aldı, yerlerine oturup filmi sessizce bekledi. Salonda film bitene kadar çıt çıkmadı. film bitti ve ekibin isimlerinin olduğu son jenerik bitene kadar hiç kimse birbiriyle konuşmadı bile.
Film baslarken hafif bir gerilim müziğiyle başladı. bir an tedirgin olmadım degil çünkü Hobbit'te gerilmeyi hiç düşünmemiştim. Film başladı ve ikinci film The Hobbit: The Desolation of Smaug kaldığı yerden devam etti.
Genel olarak film beklediğim gibiydi. Gerek oyuncuların performansı gerek kostümler, gerek makyaj ve gerekse cekimlerle efektler… hepsi tek kelime ile mükemmeldi ! Kusur bulmak isterseniz tabii ki minik açıklıkları bulabilirsiniz… Her filmde olan ve görmediğimiz hatalar var ama kesinlikle filmi etkileyecek hatalar degiller.
Filmin afisini ilk gördüğümde çok saçma bulduğumu itiraf ediyorum. Gandalf the Grey (Ian Mckellen) ve Galadriel (Cate Blanchett) … ne kadar filmde çok onemli karakter de olsalar afişlik olabileceğini düşünmezdim. Afis aşklı meşkli gözüküyordu adeta Lale Devri’ndeki Necip ile Ikbal idi. Hayır yani ne alakası var degil mi ? Ikinci fragmandan da anlasilacagi gibi filmin en kilit noktası oldugunu söylemeliyim.. Filmi izledikten sonra afis gercek anlamini buldu benim icin. Sanırım Amerika’nın en onemli yapimlarindan biri olan bu filmde gereksiz hata yapmazlardı ve yapmamislar da zaten.
Hobbit in son filmde beklediğimiz, tahmin ettigimiz seyler tabii ki var. Evet ama filmi izlerken ben bunu dusunmemistim diyeceksiniz. Özellikle filmin gidisatinda tahminleriniz %40 doğru olabilir :) ama bunlarin neler oldugunu soylemeyecegim ki filmi izleme zevkiniz kalmasın.
Gelelim karakterlere… Ozellikle merak ettigimiz, yuzuklerin efendisindeki onemli karakterler Saruman (Christopher Lee) ve Dain (Billy Connolly) bu filmde var nihayet varlar ama filmde gordugunuz zaman cok sasiracaksiniz cunku yuzuklerin efendisi serisinde gordugumuz gibi degiller. Güçleri karşısında hayran bırakıyorlar bizi.
Bana kalırsa bu filmde esas one çıkan karakter Legolas. Karizmatikliğine karizmatiklik katmışlar. Hakkında bilmediğimiz ve bizi Yüzüklerin Efendisi’ne bağlayan bir sır öğreniyoruz.Sadece Legosla ilgili degil daha pek çok sir bu bölümde açığa çıkıyor.
Efektler ise gercekten çok basariliydi. Film 3 boyutlu olmasina rağmen gayet gercekçiydi. İsminden anladığımız ve fragmanda gorduğumuz gibi beklediğimiz şavaş başladı. Savaş sahneleri suana kadar izlediğim filmler arasında en iyisi bile olabilir. Yakin çekimler ve detaylar ise fazla ve filmin akışına uygundu. gereksiz uzatmamışlardı. Belki bir kaç yer gereksiz diye düşünülebilir. Bana göre her şey tadındaydı.
Serilerde bozmadıkları bir gelenek daha var. Espriler… çaktırmadan ve dozunda yapılan, filmi hiç bozmayan çok güzel espriler var. Filme daha samimi bir hava katmış diye düşünüyorum.
Kısacası Hobbit The Battle of Five Armies bence Hobbit serisinin en güzel filmi olmuş. Yüzüklerin Efendisi’ni de hesaba katarsak birinci film yani Yüzük Kardeşliği’nden sonraki en iyi film diyebilirim. Filmde gecmise özellikle de Yüzüklerin Efendisi’nin birinci filmine ait çok şey görüyoruz. Benden size kucuk bir tavsiye Yüzük Kardeşligi’ni hatırlamıyorsanız mutlaka izleyin o zaman filmden kesinlikle çok ayrı bir tat alacaksınız.
Benden bu kadar sıra sizde iyi seyirler :)
